VERASET İLAMININ (MİRASÇILIK BELGESİNİN) İPTALİ DAVASI

VERASET İLAMI (MİRASÇILIK BELGESİ)

VERASET İLAMI NEREDEN ALINIR?

Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ya da notere yapılan başvuru neticesinde alınır. Mirasçılık belgesi aksi ispatlanıncaya kadar geçerli olan belgelerdendir, geçersizliği her zaman ileri sürülebilir. Veraset ilamı (mirasçılık belgesi) Türk Medeni Kanunu’nun 598. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;

Türk Medeni Kanunu Madde 598- Başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir.
Mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacaklıları tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayarak bir ay içinde itiraz edilmedikçe, lehine tasarrufta bulunulan kimseye, sulh mahkemesince atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı
olduğunu gösteren bir belge verilir.
Mirasçılık belgesinin geçersizliği her zaman ileri sürülebilir.
Ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır.

VERASET İLAMININ İPTALİ DAVASI HANGİ MAHKEMEDE AÇILIR?

Yukarıda Türk Medeni Kanunu’nun 598. maddesi uyarınca “alınan bir veraset ilamı (mirasçılık belgesi), aksi ispat olunana kadar geçerlidir.” şeklinde açıklama yapılmıştır. Ancak bazı durumlarda veraset ilamında gerçekte mirasçı olup da nüfus kaydında görünmeyen mirasçılar olabilir, mirasçı olmayanların mirasçılık sıfatı kazanması mümkün olabilir çünkü veraset ilamına ilişkin davalarda veraset ilamı, her türlü delilin sunumuyla verilebilen belgelerdir. Her türlü delil kapsamına tanık beyanı da dahildir. Murisin üst soyu Türk Medeni Kanunu’nun yayım tarihinden önceye denk geliyorsa ve murisin nüfus bilgilerine ulaşılamıyorsa tanık beyanıyla mirasçı olmayan kötü niyetli kişilerin mirasçı olması gündeme gelebilir. Bunun gibi başka bir takım yanlışlıklar da olabilir. Bu durumda mirasçılardan birinin ya da murisin en son ikametgahı yer mahkemesindeki Asliye Hukuk Mahkemesi’nde veraset ilamının(mirasçılık belgesinin) iptali davası açılır.

KİMLER VERASET İLAMININ İPTALİ DAVASI AÇABİLİR?

Veraset ilamında yanlışlık veya eksiklik olduğunu düşünen kişi ya da kişiler bu davayı açarlar. Davanın davalısı ise mirasçılık belgesi(veraset ilamı) lehine olan kişilerdir.

VERASET İLAMININ İPTALİ DAVASINA İLİŞKİN HUKUKİ MEVZUAT VE YARGITAY KARARLARI

Türk Medeni Kanunu’nun 321. maddesine göre “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekârlık soyadını taşır.” şeklindedir. Bu hüküm ile evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun soyadının aile soyadı yani babanın soyadı olacağı açıkça düzenlenmiştir.

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2016/18657 Esas 2017/17931 Kararı ile,

“Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R :
1- davalılar-karşı davacılar ile tapu maliki arasındaki hukuki ilişkiyi sağlayan veraset ilamı ilgilisinden temin edildikten sonra, varsa tebligat yapılmamış olan mirasçılarına mahkemenin gerekçeli kararı ile davacı idarenin temyiz dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilip temyiz süresi de beklendikten,
2-Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ölü malikin soyadının tapu kaydında (…) olup, davalılar-karşı davacıların büyük bir bölümünün ise soyadının … olduğu anlaşıldığından, alınacak veraset ilamı ile tapu kaydı arasında soyad yönünden çelişki olması halinde soyad yönünden düzeltilmiş tapu kaydının ilgilisinden temin edilerek dosya arasına alındıktan sonra, birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 06/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.” şeklinde hüküm kurulmuştur.

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/9584 Esas 2016/1662 Karar sayılı kararı ile;

“Türk Medenî Kanununa göre çocuk, ana ve baba evli ise, ailenin soyadını alacaktır. Aile soyadı ise, babanın soyadıdır. Bu maddede yer alan düzenleme, emredici nitelikte olup, taraflarca aksi kararlaştırılamaz ve uyulması zorunludur. ” şeklinde hüküm kurulmuştur.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/1001 Esas 2016/3368 Karar sayılı kararı ile;

“Bir davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, taraflardan delillerinin sorulup saptanması, gösterilecek ve davanın sonucunu etkileyecek tüm delillerin eksiksiz toplanması, ilgili yerlerden gerekli belgelerin getirtilmesi, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekir. Bunun yanında mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davaların çekişmesiz yargıya tabi olması nedeniyle bu tür davalarda re’sen araştırma prensibinin uygulanacağı, mirasçılar tarafından açılmış bu tür davalarda davacının sadece kendisinin mirasçı olduğunu, bir başka deyişle kendisi ile miras bırakan arasındaki soybağını kanıtlamak zorunda olduğu, başka mirasçı bulunup bulunmadığının ve miras paylarının ise mahkemece resen belirleneceği de kuşkusuzdur.” şeklinde hüküm kurulmuştur.

Türk Medeni Kanunu Madde 497 “Altsoyu, ana ve babası ve onların altsoyu bulunmayan miras bırakanın mirasçıları, büyük ana ve büyük babalarıdır. Bunlar, eşit olarak mirasçıdırlar. Mirasbırakandan önce ölmüş olan büyük ana ve büyük babaların yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.” şeklindedir.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2020/2109 Esas 2020/5227 Karar sayılı kararı ile;

“Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda davacı, mirasçılık belgesi verilmesini isteyebilmek için murisin öldüğünü ve ölüm tarihini, muris ile kendisi arasındaki irs bağını kanıtlamak zorundadır. Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için murisin hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının murisin mirasçısı olmadığının tespiti gerekir. Somut olayda; dosya içerisindeki muris …’a ait nüfus kayıt örneğinde … de kızı olarak gözükmektedir. Ancak nüfus kayıt örneğinin düşünceler kısmında anılan kişinin tanımayla soybağının düzeltilerek…Köyü/Mahallesi, Cilt:42, Hane: 21, BSN: 35’e gittiği yazmaktadır. …’e ait nüfus kayıt örneğinde …Köyü/Mahallesi, Cilt:92, Hane: 17, BSN: 82’de kayıtlı olduğu, … 25.09.1969 doğumlu olduğu bilgileri yer almaktadır. Temyiz dilekçesine ekli ve UYAP’tan alınan nüfus kayıt örneklerinden murisin …, … ve … isimlerinde çocuklarının bulunduğu, …’ün murisin kayıtlarında yer almadığı anlaşılmaktadır. Murisin mirasçılarının …, … ve … olduklarının tespitiyle miras paylarının belirlenmesi gerekirken …’ün de mirasçı olarak kabulüyle miras payı verilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple bozulmasına karar verilmiştir. ” şeklinde karar verilmiştir.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/10655 Esas 2016/411 Karar sayılı kararı ile;

“Miras bırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır. Bir tarafta hiç mirasçı bulunmadığı takdirde, bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır.
Murisin ana tarafında mirasçıları tespit edilmiş, baba tarafında ise altsoy mirasçı bulunmamıştır. Murisin babası kendisinden önce mirasçı bırakmadan öldüğünden TMK 496/3 maddesi gereğince bütün miras ana tarafına kalacaktır. Yani miras, babanın üstsoyuna geçmez, zümre sistemi gereğince halefiyet ilkesi yukarı doğru uygulama görmez.” şeklinde karar verilmiştir.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2021/1730 Esas 2021/3788 Karar sayılı kararı ile;

“497. maddesinde, altsoyu, ana ve babası ve onların altsoyu bulunmayan miras bırakanın mirasçılarının, büyük ana ve büyük babaları olacağı, bunların, eşit olarak mirasçı oldukları, miras bırakandan önce ölmüş olan büyük ana ve büyük babaların yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoylarının alacağı, ana veya baba tarafından olan büyük ana ve büyük babalardan birinin altsoyu bulunmaksızın miras bırakandan önce ölmüş olması durumunda, ona düşen payın aynı taraftaki mirasçılara kalacağı, ana veya baba tarafından olan büyük ana ve büyük babaların ikisinin de altsoyları bulunmaksızın miras bırakandan önce ölmüş olması durumunda, bütün mirasın diğer taraftaki mirasçılara kalacağı, sağ kalan eş olması durumunda, büyük ana ve büyük babalardan birinin miras bırakandan önce ölmüş olması hâlinde, payının kendi çocuğuna; çocuğu yoksa o taraftaki büyük ana ve büyük babaya; bir taraftaki büyük ana ve büyük babanın her ikisinin de ölmüş olmaları hâlinde onların payları diğer tarafa geçeceği; ” şeklinde karar verilmiştir.

TMK Madde 496 . maddesi

Altsoyu bulunmayan miras bırakanın mirasçıları, ana ve babasıdır. Bunlar eşit olarak mirasçıdırlar.
Miras bırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.
Bir tarafta hiç mirasçı bulunmadığı takdirde, bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır
Miras bırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/9128 Esas 2018/3578 Karar sayılı kararı ile;

“Bir tarafta hiç mirasçı bulunmadığı takdirde, bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır Somut olaya gelince, 30.12.1995’te bekar ve çocuksuz ölen muris …’un mirasçısı olarak geriye 30.11.1997’de vefat eden ana baba bir kardeşi … ‘un eşi … , … ‘un çocukları … , … , …, … , … ve … ile 19.02.1993’te vefat eden baba bir anne ayrı kardeşi …’in çocukları … , … ve … kalmıştır. TMK 496. maddesi gereğince murisin anne tarafına düşecek miras payı sadece anne bir kardeşi … mirasçılarına, baba tarafına düşecek miras payı ise hem ana baba bir kardeşi … mirasçılarına hem de baba bir ana ayrı kardeşi … mirasçılarına dağıtılması gerekir. Mahkemece, mirasçıların tespitinde bir yanlışlık yapılmamıştır. Ancak, muris ile … ‘un ana baba bir, … ile baba birana ayrı kardeşlik durumu dikkate alınmadan miras paylarının hatalı dağıtımına karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. ” şeklinde karar verilmiştir.

Daha fazla bilgi için ofisimizle iletişime geçebilirsiniz. Avukatlık Kanunu gereğince danışma ücrete tabidir.

Diğer Başlıklar..