GENEL AÇIKLAMA
Velayetin değiştirilmesine yönelik istem incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur. (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1. 34.3/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b)
Kişilik hakları tam ve sağ doğumla beraber kazanılmaktadır. Vücut bütünlüğü, haysiyet, onur, özel hayat, resim ve ses, sırlar kişilik hakkı kapsamında korunması gereken başlıca unsurlardır. Mutlak haklardan biri olan kişilik hakkı herkese karşı korunmaktadır ve devredilemez niteliktedir. Kişilik hakkı, çocuğun özel hayatının gizliliği hakkı, resim ve görüntüleri üzerindeki hakkı, kendi rızası dışında bir mecrada ihlal edildiğinden bu ihlali hukuka uygun hale getirecek hallerden birinin varlığı kabul edilemez.
Bir çocuğun; özellikle bedensel ve zihinsel gelişimine anne karnında 6 haftalık olmasından itibaren başladığı ve bu gelişimini 6 yaşında tamamladığı herkes tarafından bilinen bir gerçektir.
Velayet görev ve sorumluluğu, bir başkasına bırakılamaz ve devredilemez.
Velayetin bulunduğu taraf, müşterek çocuğun kişisel gelişiminin sağlıklı bir şekilde tamamlaması için uygun ortamı hazırlamalıdır, kişilik haklarına saygı duymalıdır ve kişisel gelişimine zarar verici her türlü davranıştan uzak durmalıdır.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 18. Maddesi “Taraf Devletler, çocuğun yetiştirilmesinde ve gelişmesinin sağlanmasında ana–babanın birlikte sorumluluk taşıdıkları ilkesinin tanınması için her türlü çabayı gösterirler. Çocuğun yetiştirilmesi ve geliştirilmesi sorumluluğu ilk önce ana–babaya ya da durum gerektiriyorsa yasal vasilere düşer. Bu kişiler her şeyden önce çocuğun yüksek yararını göz önünde tutarak hareket ederler.” şeklinde düzenlenmiştir.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 19. Maddesi “Bu sözleşmeye Taraf Devletler, çocuğun ana–babasının ya da onlardan yalnızca birinin, yasal vasi veya vasilerinin ya da bakımını üstlenen herhangi bir kişinin yanında iken bedensel veya zihinsel saldırı, şiddet veya suiistimale, ihmal ya da ihmalkâr muameleye, ırza geçme dahil her türlü istismar ve kötü muameleye karşı korunması için; yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemleri alırlar.” şeklinde düzenlenmiştir.
YARGITAY KARARLARI
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2014/19942 Esas 2015/3018 Karar numaralı kararı ile”Velayet kendisine bırakılan davalı (baba)’nın bu görev ve sorumluluğunu yerine getirmediği, çocuğu önce kendi anne ve babasının yanına, bir süre sonra da buradan da alıp, birlikte yaşadıkları dönemdeki bakıcı kadına bıraktığı, bu süre içinde dahi çocuğun bakım masraflarının ve diğer giderlerinin davacı (anne) tarafından karşılandığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Velayet görev ve sorumluluğu, bir başkasına bırakılamaz ve devredilemez. Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesi baba yanında tehlikededir. Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde bir sebep ve delil de bulunmamaktadır. Bu durumda, davanın kabulü ile velayetin davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan yetersiz gerekçe ile isteğin reddi doğru bulunmamıştır.” ŞEKLİNDE KARAR VERİLMİŞTİR.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/17289 E. 2015/17498 Karar numaralı kararı ile “Davalı anne evlilik dışı başka bir erkekle aynı evde yaşamaktadır. Davacı babanın düzenli bir hayatı ve geliri bulunmaktadır. Ayrıca kardeşlerin birbirlerinden ayrılmaları onların bedeni ve ruhsal gelişimlerine olumsuz etki yaptığı da anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında davanın kabulü ile ortak çocukların velayetlerinin davacı babaya verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetsizdir. “ŞEKLİNDE KARAR VERİLMİŞTİR.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/156 E. 2015/7331 Karar numaralı kararı ile “Velayet düzenlenirken, göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun “üstün yararı”dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi md. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 6). Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. “ŞEKLİNDE KARAR VERİLMİŞTİR.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/5055 E. 2018/12294 Karar numaralı kararı ile “Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun “üstün yararı” (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme md.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m.l; TMK. md.339/1. 343/1. 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b) dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. “ŞEKLİNDE KARAR VERİLMİŞTİR.
T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU 2013/1926 ESAS 2015/1139 KARAR numaralı kararı ile ”Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenmediği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlar göz önünde tutulmalıdır. Velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde ana babadan kaynaklanan özelliklerin de dikkate alınması kaçınılmazdır. Bu nedenle, mahkemece çocuğu başkasına bırakma, ihmal etme, kaçırma, iradi olarak terk etme, yönlendirme hususları ile tarafın velayet talebinin olup olmaması, şiddet uygulaması, sadakatsizliği, ekonomik durumu, mesleği, yaşadığı ortam, kötü davranışı, alkol bağımlılığı, sağlığı, dengesiz davranışları dikkate alınmalıdır.” ŞEKLİNDE KARAR VERİLMİŞTİR.
GÖREVLİ MAHKEME
Velayetin değiştirilmesi davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleri’dir. Aile Mahkemesi’nin olmadığı yerlerde ise Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemeleri’dir.
YETKİLİ MAHKEME
Müşterek çocuğun bulunduğu yerde bulunan Aile Mahkemesi yetkilidir.
VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASINDA SUNULMASI GEREKEN DELİLLER
Müşterek çocuğun anne ve babasının boşanma davasına ilişkin dava dosyası
Fotoğraflar
Telefon kayıtları
Mesaj kayıtları
Banka kayıtları (kredi kartı hesap ekstreleri, banka hesabı hareketleri ve sair)
Tanık beyanları
Sosyal İnceleme Raporu
Müşterek çocuğun sağlık dosyaları
Nüfus kayıtları
Velayetin olduğu tarafın sosyal yaşantısı
velayetin olduğu tarafın sağlık dosyaları
Velayetin olduğu tarafın ekonomik durumu
Müşterek çocuğun yaşadığı evin kişisel gelişimini sağlıklı bir şekilde tamamlamasına elverişli olup olmadığına dair bilirkişi raporu
Yasal ve muteber her türlü delil
YASAL MEVZUAT
Türk Medeni Kanunu
Hukuk Muhakemeleri Kanunu
Çocuk Koruma Kanunu
Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi
Yargıtay Kararları
DAHA FAZLA BİLGİ İÇİN HUKUK BÜROMUZLA İLETİŞİME GEÇEBİLİRSİNİZ.
DANIŞMA ÜCRETE TABİDİR.